Şizofren başlangıcı, beyinde bulunan kimyasal maddelerin iletilmesinde bozukluk olmasıyla meydana gelirken; beyin yapısında bozuklukların görülmesi ile ortaya çıkan hastalıktır. Hastalığın pasif ve aktif dönemleri bulunurken; tedavi edilme sürecinde tedavinin etkilerini göre hastada iyileşme görülür. Ne kadar tedavi edilse de kesin tedavi edilmesi mümkün değildir. Bu kişilerin hayat şartlarını olumsuz yönde etkilerken; aktiviteleri zorlaşmasına neden olur. Şizofren hastaları çevrelerine zarar vermez, aniden saldırganlaşmak gibi özellikleri bulunmamaktadır. Toplumda yaygın olarak görülmeyen hastalıklar arasında yer alsa bile ülkemizde 600 binden fazla Şizofren hastası olduğu bilinmektedir. Her yüz kişiden birinde şizofren hastalığı olduğu görülür. Genellikle 15-25 yaşları arasında ortaya çıkan şizofren hastalığının yaşı ne kadar düşerse beyine ve kişilik üzerinde o kadar hasar bıraktığı bilinmektedir. Bu sebeple oluşan bu durumlarda kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler.

Şizofren hastalığının ortaya çıkmasında beyinde bulunan sinir hücrelerinin birbirleri ile arasında bulunan bağlantının kesilmesi ile ortaya çıkar. Beyin sinir hücrelerinin ucundan kimyasal maddeler olan serotonin ve dopamin salgılanır. Bu maddelerin dopamin etkisiyle olan iletişim bir bozukluk oluşması şizofreninin nedenleri arasında yer alır. Şizofreni hastalarında dopamin maddesinin salgılanmadığı tespit edilir ve bozulma ile kişide konuşma bozuklukları, davranış farklılıkları, hayal görme gibi oluşumlar meydana gelir. Bu hastalığın genler ile geçtiği de bilinir. Söz konusu olan şizofreni hastalığında birinci dereceden yakın akrabalarda bu hastalığın olması gözlenir. Yapılan araştırmalarda baba veya anne şizofreni hastası olan çocuğun şizofreni hastası olma olasılığı yüksektir.

Şizofren hastalığının belirtileri arasında şiddetli döneminde ve iyileşme döneminde bazı farklılıklar yer alır. İsteksizlik, ilgisizlik, halsiz olmak, uyuşukluk hali, aniden sinirlenme, küçük şeylerden rahatsız olma, alınganlık gösterme gibi belirtileri gözlenir. Ayrıca bu belirtilerin yanında kalabalık ortamlardan uzak kalma, aile bireyleri ile muhabbeti kesme, duygulu olaylarda duygu azalması gibi oluşumlar da bulunur. Ayrıca şizofrenin başlangıcının belirtileri arasında kişide kötü alışkanlıklara başlama; yani alkol ve sigara kullanımına başlama gibi özellikler gözler. Kendini önemsiz hissetmek, kendini salma gibi problemler yer alır. Şizofren başlangıcının belirtilerinin en büyük etkilerinden biri kişide sürekli uyku halinde bulunma, yataktan kalkmama hissi ve cinsel konularla ilgili konularda ilgili durumlar bulunur.

Şizofreni başlangıcının tedavisinde ilaç kullanımı ve psikiyatrist gibi bölümlerden destek alınması önemlidir. Tedavide kullanılan ilaçlar antipsikotik olarak bilinen ilaçlardır. Uzun yıllar bu ilaçları kullanmak gerekebilir. Yapılan antipsikotikler ilaçlar şizofreni tedavisinde kullanırken; yan etkileri de oldukça tehlikelidir. Kanda beyaz kan hücrelerinin sayısının ani olarak düşmesine sebep olur. Doktor kontrolünde düzenli olarak kullanılması gerekir. Hangi ilacı ne dozda kullanılacağına doktorun karar vermesi, hastanın da bu tedavi sürecine uyması gerekir. Bu ilaçların etkisi ile ses duyma, hayal görme gibi belirtilerin ortadan kalkması sağlanırken; ilaçların bağımlılık yapmadığı belirtilir. Bu hastalığın şiddetli dönemlerinde doktorun tavsiyesi ile dozlarının artırılması gerekir. Şizofreni hastalarının bu ilaçları kısa süre kullanıp kesmemesi gerekir. Yapılan tedaviler ile şizofreni başlangıcının tedavisinde grup terapiler ile hastalığın oluşan etkilerinden kurtulması sağlamak için toplu seanslar yapılır. Böylelikle şizofreni hastalarının toplum ile iletişime geçmesi sağlanır ve yeni tanıştığı kişileri ile yapacağı muhabbet ile içinde bulunduğu olumsuz durumlardan hastanın çıkması desteklenir. Haftada bir kez tedavi seansları şizofreni başlangıcı hastalarına uygulanır. Bu süreçte hastanın doktorun verdiği tedavi sürecine uyması şizofren hastalığının ilerlemesini engeller.