{ "title": "Şizofren Çeşitleri", "image": "https://www.sizofren.gen.tr/images/sizofren-cesitleri.jpg", "date": "20.01.2024 13:20:30", "author": "Betül KIZILKAYA", "article": [ { "article": "
Şizofren çeşitleri, Şizofren hastalığı, genellikle ergenlik döneminde görülen ruhsal bir hastalık olup, hayatın herhangi bir döneminde de ortaya çıkabilmektedir. Şizofren hastalığında; kişilik kayıpları, konfüzyon, sosyal geri çekilme durumu, hezeyanlar, psikoz gibi tuhaf hareketler sergilemektedir.

Şizofreni hastalığında duyuş, davranış, düşünüş bakımlarından birçok bozuklukların görüldüğü hasta kişilerin dış ortama karşı bakış açıları çok farklılaşarak, tabiri caizse kendi dünyasını yaşamaktadır. Şizofreni hastalarının renkli ve renksiz tablo adı verilen, 2 tür tablosu bulunur. Renkli tablolar da bulunan hastalar, çevreye zarar verir, olmayan sesleri duyduğunu söyler, bağırır ve başkalarının da kendisine kötü davranacağını, zarar vereceğini düşünür. Renksiz tablolardaki hastalarda ise tamamıyla toplumdan kopmuş, kendi içine kapanık, sessiz bir duruş gösterirler. Şizofreni bu kişilerde belirgin değildir. Şizofreni hastalığının belirtilerine bakmak gerekirse, neşesizlik hayattan zevk almama, yorgunluk ve halsizlik durumları en fazla görülen belirtilerdir.

Şizofreni çeşitleri nelerdir?
Şizofreni hastalığında bu beş tür haricinde, 2 alt tip şizofren tipide bulunmaktadır. Bunlar ise; basit şizofreni ve şizofreni ardı çökkünlük olarak bilinmektedirler. Şizofreni hastalığının tedavisinde genellikle psikiyatri doktorlarının kontrolünde bulunan ilaçlar verilmektedir. Bazı hastalıklarda tedavi edilemeyecek durumlarda bulunmaktadır. Bu kişilere elektrokonvülsif terapi olarak verilen tedavi olup, günümüzde şok tedavi yönteminde uygulanır. Bunların yanında psikiyatristlerin farklı şekillerde terapi yöntemleri de vardır. Şizofreni hastalarının erken tanısında müdahale edildiği zaman başarı sonuçları alınıp, hasta tedavi edilebilmektedir. Ancak şizofreni hastalarının kullandığı ilaçlar bırakılması durumunda, hastanın tekrar edilmesi mümkündür. Bununla birlikte gelişen tıp bile, geç fark edilen hastalarda tedavi olma olasılığı artmıştır.
" } ] }